Kalem inceliğinde yaprak sarmalar, ince işçilikli su börekleri, süte doymuş tatlılar, nar taneleriyle renklendirilmiş tabak tabak güllaç, bol kepçe etli pilav... Her biri Ramazan sofralarımızın değişmez parçası olarak damaklarımızı tatlandırmayı beklese de, uzun süre aç kalan bünyeleri fazla yemekle yormamak, Ramazan'da sağlıklı beslenmenin altın anahtarı. Ramazanda sağlıklı beslenme önerilerine gelin hep beraber göz atalım...


Hafiflemenin En Leziz Yolu: Hafif Pişirme


Yaklaşık 16 saatlik bir süre, ramazan ayında oruç tutan bünyeleri yaşları kaç olursa olsun bir hayli acıktırmaya yeter. Tüm gün gıda ve sıvı almadan iftar saatini beklemenize değecek öğünün, sevdiğiniz yemeklerden oluşmaması için hiçbir sebep yok. Sağlıklı yağlarla pişirilmiş, sebzenin en vitaminlisiyle marine edilmiş, domatesin en leziziyle tatlandırılmış, yeterli miktarda tuz ve şeker kullanılmış yemekleri, ramazanda beslenme rutininize gönül rahatlığıyla dahil edebilirsiniz. Buharda haşlama ve fırında pişirme yöntemi yemeklerinizin hafifliğini artırır.


Ana Öğün Tamam, Peki Ara Öğün?


Yemek yeme aralıklarını dengede tutmak, bu işin sihri. Ne üst üste yemek, ne de saatler boyunca aç kalmak ramazanda doğru ve dengeli beslenmenin şifresini verir. İftar ve sahur arasında 1,5 saat aralıklarla alınacak ara öğünler, ana öğünlerde kantarın topuzunu kaçırmanızın önüne geçer. Lakin, saat aralığı kadar sayı da önemli. Yeterli ve dengeli beslenmenin koşulu olarak ara öğün sayısında ikiyi aşmamak, Sağlık Bakanlığı'nın da verdiği tavsiyeler arasında yer alıyor.


Ne Litrelerce, Ne Bir Bardak: Su Dengesi Nasıl Korunmalı?


Çay ve kahve gibi kafeinli içecek tüketimini sınırlamak ve meşrubatta aşırıya kaçmamak, vücudu oruç için sağlıklı bir altyapıya hazır hale getirir. Minimum yemekle ayakta kalan bedeninizi, yeterli ve dengeli miktarda tüketeceğiniz suyla her daim çalışır hale getirebilirsiniz. Türk Kalp Vakfı'na göre kafeini azaltıp, günlük su içme miktarını minimum 9 bardağa çıkarmak, metabolizmanın ve sindirim sisteminin sorunsuz çalışmasının öncü koşullarından.


Bir Sağlıklı Yaşam Klasiği: "Üç Beyaz" Mesafesi


Un, tuz, şeker... Her ne kadar yemekler onlarla daha lezzetli bir hal alsa da, özellikle Ramazan ayı süresince bu üç beyazla aranıza "sosyal mesafe" koymanızda fayda var. "Damak tadıma düşkünüm" diyenlerdenseniz; bunların muadili de var: Şeker yerine bal, un yerine yulaf kepeği veya kinoa... Kimyon ve kekik gibi baharatlar ise yemeğinizin lezzetini artıracağı için, tuza bu noktada daha az ihtiyaç duyacaksınız. Ülkece, tansiyon ve diyabet hastalıklarına yatkın yapımız sebebiyle de beyaz yerine esmer gıda tüketmeyi seçebilirsiniz.


Ekmeğin Esmeri Makbul


Ramazanda sağlıklı beslenme ve zayıflama yolunun ekmeği birdenbire kesmek olduğunu söylersek yanılmış oluruz. Her gıdadan olduğu gibi, ekmekten de ufak miktarlarda yemek hem açlığınızı yatıştırır, hem de midenizi rahatlatır. Ekmek, makarna ve şekerde esmer ve kepekli türleri tercih ederseniz, hazmınız da büyük ölçüde kolaylaşır.


Tatlıyı Bir Ay Unutacak mıyız?


Sütün yoğunluğuyla yumuşamış bir güllaca, her katmanı cevizle doldurulmuş bir baklavaya, şipşak yapıp kaplara bölüştürdüğünüz pudinglere hayır diyemeyeceğinizi biliyoruz. Tatlıyı ramazan süresince hayatınızdan çıkarmanıza gerek yok. Yalnızca türüne ve miktarına azami dikkat etmeniz, kalp sağlığınıza yapacağınız en büyük "tatlılık" olacak. Şerbetli, hamurlu ve ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli tatlılara yönelmek, hem sizi daha sağlıklı kılacak, hem de tatlı aşkınızı dizginleyecek bir çözüm. Hangileri olduğunu soracak olursanız; sütlaç, güllaç, meyveli şarlot gibi örnekler verilebilir.


Sahuru da Atlamayın Salatayı da


Tüm gün sürecek açlığa dayanmanız için sahurda dikkatli ve dengeli beslenmiş, su ihtiyacınızı karşılamış olmanız gerek. Bunun da yolu kuşburnu, domates, ıhlamur ve bitki çayları gibi midenizi sıkıştırmayan besinlerden geçer. İftarda ve ara öğünlerde bolca tüketebileceğiniz salata ise yalnızca kalp sağlığınıza değil, hareket kabiliyetinize de olumlu bir şekilde yansır.


Tehlikeli Tekliflerden Kaçının: "Bir Dilim Daha Ye"


Babaannenizin, komşu teyzenizin ve yengelerinizin baklava ısrarına “dur” demek sizin elinizde. Her aile ziyaretinde minimum 2 dilim baklava ısrarlarına boyun eğmemeniz gerekiyor. Kısa mesafe aile ziyaretlerini yürüyerek yapmanız ise müthiş bir avantaj olarak Ramazan süresince zindelik hanenize artı puan olarak dönecek.


Değişmez Motto: Az Yemek, Çok İş


Hayatın her alanında geçerli bir kanun; çok hareket, çok zindelik. Yemekten sonra sofrayı kaldırmak, bulaşıkları toparlamak, bulaşık makinesini boşaltmak gibi aktiviteler, iftar sonrası yorgun bedeninize ağır gelse de yemekleri sindirmenize büyük ölçüde destek olur.


Ellerinizi Konuşturma Vakti!


Evde yulaf, süt ve meyveyle hazırlayacağınız ufak toplar, tatlı krizinizin önüne geçmenize yardımcı olur ve ısrarlara kayıtsız kalmanızı kolaylaştırır. Ekmek yerine kendi mayaladığınız, yulafla ve esmer unla harmanladığınız sağlıklı hamur işleri ile de kaliteli beslendiğinizi hissettirir. Ayran ve yoğurt gibi probiyotik ve kalsiyum değeri yüksek içecekler, ferahlamanızı sağlar. Ayrıca sağlıklı ramazan sağlıklı yiyeceklerden geçer, evinize aldığınız ürünlerin organik ve doğal olmasına dikkat etmelisiniz.


Ramazanda beslenme önerilerini yerine getirirken Jr. Sous Chef organik ürünleri ile güvenebileceğiniz bir yardımcı oluyor. Yemeklerinizi organik, sağlıklı ve kaliteli ezmelerle lezzetlendirmek, besin değerini sağlıklı topraklardan toplanmış, işlenmiş ve sofranıza ulaştırılmış soslar, doğal harçlar ve organik domates püreleri ile zenginleştirmek için Jr. Sous Chef adresini ziyaret edebilirsiniz.